Kategori: Sanat

  • Bedrettin Cömert

    Bedrettin Cömert

    Bedrettin Cömert, yaşasaydı bugün 84 yaşında olacaktı (27 Eylül 1940). Bir sanat tarihçisinden korkan hainler onu 11 Temmuz 1978’de, 38 yaşındayken katlettiler. Cömert’e ateş eden silahların Ankara’da pek çok cinayette kullanıldığı anlaşıldı.  Katilleri yakalandı mı? Biri öldürüldü diğeri 2003’de delil yetersizliğinden beraat etti. 

    Bir sanat tarihçisinden neden korkulur? Cevabı biliyoruz. Aydınlık tüm pislikleri göz önüne serer. Ülke karanlıkta kalırsa, bilmeyen, öğrenmeyen, merak etmeyen, sanattan, bilimden habersiz, umutsuz gençler yetişir. Atatürk’ün dediği gibi; “Güzel sanatlarda muvaffak olmak, bütün inkılaplarda başarıya ulaşmak demektir. Güzel sanatlarda muvaffak olamayan milletler ne yazık ki, medeniyet alanında yüksek insanlık sıfatıyla yer almaktan ilelebet mahrum kalacaklardır.” 

    Bedrettin Cömert’i hatırlayınız, kitaplarını okuyup okutunuz ki, vatan hainleri emellerine ulaşamasın. 

    “Estetik” adlı kitabından kısa bir alıntı;

    “Düşünce ve sanat hiç bir zaman sıçrayarak ilerlemez. Her çağ, bir önceki çağın sonucu olmaktan başka, bir sonraki çağın da tohumudur. Ancak bu yolla şimdi’yi geçmiş’e bağlama olanaklıdır. Evrensellik ancak bu koşulla kabul edilebilir. Bir sevgi, bir kin, bir özgürlük, bir adalet duygusu tarihsel bir taban ve kesintisiz bir oluş içinde olabilir.”

    Alıntı:  “Estetik”, Bedrettin Cömert, 2. Basım Ankara 01.09.2013, 9. Sayfa

  • Jean Baudrillard                         “Sanat Komplosu”

    Jean Baudrillard “Sanat Komplosu”

    Yıllar önce modern sanat ile ilgili bir kitabın ilk sayfasında “Rule number one. Be different” ( Bir numaralı kural. Farklı ol ) yazsını okuduktan sonra bana görsel olarak hiçbir şey ifade etmeyen ( bu sebepten duygusal olarak da ) bazı sanat eserlerine bakmıştım. Her bir eserin fotoğrafının altında, sanatçının aslında ne anlatmak istediğini yazan uzun yazılar vardı. Kendi kendime bir sanatçının yarattığı esere bakanlara ( ya da duyanlara ) eserinin ne anlama geldiğini izah etmek zorunda hissetmesi ne kadar acıklı diye düşünmüştüm. Ne acı ki kendini ifade etmek için yarattığın bir sanat eserine bakan insanlar özgürce düşünüp yorum yapabilecek kapasitede değil. Yani izleyici modern sanattan anlamıyor. Neden anlamıyor acaba? Michelangelo, Leonardo da Vinci, Paul Gauguin, Vincent van Gogh, Auguste Rodin, Johann Sebastian Bach, Igor Stravinsky, Giacomo Puccini böyle bir ihtiyaç hissetmemişlerdi. Bir çok insan, sözlerinin ne anlama geldiğini ve hikayesini bilmemesine rağmen İtalyanca bir operayı huşu içinde dinler. İzahate gerek yoktur, eser ortadadır. 

    Yaşadığımız dünya, artık hem fiziki hem duygusal olarak çok kirli. Bilim, politika, spor, teknoloji, endüstri  gibi sanat da artık çok üretilmenin verdiği kirliliği yaşıyor. Farklı olmak kuralını ilke edinen her türlü üretim, suistimallere açıktır ve bu da deformasyonu doğurur. Sonunda birisi duvara muz bantlar işin içinden çıkamazsınız.

    Jean Baudrillard’ın, tüketim, ama özellikle sanat üzerine makale ve kitapları, sanat dünyasında büyük infial yaratmıştır. “Sanat Komplosu” adlı kitabı, modern sanatın günümüzdeki anlamını sorgulayan bir makalesinin ardından, bu konu hakkında kendisi ile yapılan röportajları da içeriyor. 

    Kitaptan bir kaç alıntı;

    “Açıktı ki dünya çapındaki Yeni Sanat Düzeni, aslında star sistemiyle ve şöhretle besleniyordu, düşünceyle değil.” (S.11), “Sanat doğal bir dürtünün değil, hesaplı hilelerin ürünüdür.” (S.20), “Sanat, artık sanat namına bir şey kalmadığı için ölmez, çok fazla sanat olduğu için ölür. Gerçeklik fazlalığı da, kendini gerçeklik olarak dayatan sanat fazlalığı da beni umutsuzluğa sevk ediyor.” (S.71)


    “SANAT KOMPLOSU”, Jean Baudrillard, İletişim Yayınları, 1.Baskı 2010, İstanbul